Aslında uzun yıllardır cilt bakımı sektöründe kullanılan fakat son zamanlarda adını çok sık duyduğumuz AHA ve BHA’ları sizin için ele alıyoruz.

Nedir bu AHA ve BHA?

Alfa Hidroksi Asitler (AHA) ve Beta Hidroksi Asitler (BHA), daha pürüzsüz bir cilde kavuşmamız için kullanabileceğimiz organik asitlerdir. İki asit türevinin de işlevi farklıdır, şimdi sırayla ele alalım.

AHA, organik meyve asiteri olarak sınıflandırılır. Kimyasal peeling dediğimiz cildi mikro şekilde soyarak cildi yenileme, pürüzsüzleştirme ve ton eşitleme özelliğine sahiptir. Sivilce ve leke görünümünün yok edilmesini sağlar. Glikolik Asit, Laktik Asit, Malik Asit, Sitrik Asit gibi türevleri vardır. Kozmetik ürünlerde cilt problemine göre yüzde 2, 5, 10 veya 20 oranlarında bulunur. Yüzde 20 oranını aşması durumunda dermatolog kontrolünde uygulama sağlanılır.

Gelelim AHA’ların nasıl kullanılacağına…

Biz ürünlerimizde şeker kamışından elde edilen ve en çok tercih edilen bir AHA olan glikolik asidi kullanıyoruz. Glikolik asit cildin en üst katmanını nazikçe soyarak cildin yenilenmesine, leke görünümünün azalmasına yardımcı olur. Bu asitleri cildi alıştırarak kullanmak gerekir. Başlangıç seviyesi yüzde 5’tir. Cildi bu asitlere alıştırdıktan sonra, AHA oranı daha yüksek oranlı ürünlere yavaşça geçilebilir. AHA’lar ciltte gözle görülmeyen micro düzeyde de olsa bir soyulma yapacağından başlangıç seviyesinde tahrişi önlemek için fazla UV ışınına maruz kalınmamalıdır. Bu nedenle yaz aylarında ya da çok güneşli havalarda kullanılmamalı ya da sadece akşam rutininde kullanılmalıdır. Özellikle yaz ayları sonrasında güneşten dolayı oluşan lekelerin giderilmesi için AHA muhteşem bir kurtarıcı olacaktır.

BHA ise yağda çözünebilen organik asitlerdir. Yağlanmaya bağlı cilt problemlerinin giderilmesinde kullanılır. İnce yapısından dolayı gözeneklere etkili şekilde nüfuz ederek gözeneklerin küçülmesi ve cildin sıkılaşmasında da etkili olur. Bu sebeple gözenek akne ve siyah noktaların giderilmesi için birebirdir. Aynı zamanda tıpkı AHA gibi nemlendirme özelliği olan türevleri de vardır. En çok kullanılan BHA türevleri Salisilik Asit ve Hyaluronik Asittir. Bu asitlerin ikisi de BHA olsa da farklı özelliklere sahiptir.

Salisilik Asit gözeneklerin içine nüfuz ederek cildi fazla yağdan ve kirden arındırır. Akne ve siyah nokta oluşumunu engeller. AHA’lara göre daha az da olsa kimyasal peeling özelliği vardır. Bu sebeple glikolik asitte olduğu gibi UV ışınlarının fazla olduğu mevsimlerde kullanılmamalı ya da akşam rutinine eklenmelidir.

Hyaluronik asit, aslında vücudumuzda var olan bir asittir. Cilt bağ dokusunda ve eklemlerde bulunan bu doğal asidi vücut kendi kendine üretir fakat vücut tarafından üretimi yıllar geçtikçe azalır. Azaldıkça vücut eskisine oranla daha fazla hyaluronik aside ihtiyaç duyduğu için nem tutma özelliğini, dolgunluğunu ve esnekliğini kaybetmeye başlar. Bu durumda da cildimize gereken desteği hyaluronik asit içeren bir serum ya da kremle vermemiz gerekir.

Hyaluronik Asit yüksek nemlendirme özelliği sayesinde cildimizdeki suyu hapsederek cildin sürekli nemli kalmasını sağlar. Bu nem tutma özelliği cilde dolgunluk sağlayıp kırışıklık görünümüzü azalttığından yaşlanma karşıtı ürünlerde bolca kullanılır. Aynı zamanda birlikte kullanıldığı diğer asit içeriklerini cildin daha alt katmanlarına taşıma özelliğine sahiptir. Örneğin C vitamini serumları ile birlikte kullanıldığında bu ürünlerin etkisini artırmasına yardımcı olur. 

Hyaluronik Asit, Salisilik Asit gibi peeling özelliğine sahip değildir. Bu sebeple tüm mevsimlerde gündüz ve akşam rutinlerinde rahatlıkla kullanılabilir.